Evet, sokaklara çıkın ve deli gibi tanımadığınız insanlara tebelleş olun demiyorum ama bir kere tanımadığın ya da yalnızca simaen tanıdığın bir insana "merhaba" diyebilme cesaretini gösterirsen ikincisi daha kolay olacaktır. İkinciyi yapabilirsen, üçüncüsü daha da kolay olacaktır.
Özgüvenin ve soyal fobinin bir numaralı düşmanı sürekli sosyal olarak aktif olmaya çabalamaktır. Uzun uzun yapacağınız konuşmayı düşünürseniz başlamaya cesaret edemezsiniz. Soğuk deniz suyuna adım adım girmeye çalışırken yaşadığınız zulmü ve birden dalmanın sizi ne kadar uzun bir eziyetten kurtardığını anımsayın.
Atlayın suya, bırakın kontrolü. Sohbet zaten kendi yolunu açacaktır. Laf lafı açar, hatta sohbet ettiğiniz konu ilginizi çeken bir konuysa o kadar kapılırsınız ki baştaki korkularınız aklınıza bile gelmeden konuşmaya devam ettiğinizi fark edebilirsiniz.
Durmak sizi başa döndürür. Tereddüt etmek bir ömür yakanızı bırakmaz. Her tereddüt anında şunu anımsayın: Durur ve üzerinde düşünmeye başlarsam başa dönerim. Düşünmeyin, sadece konuşun, tanışın hatta saçmalayın...
Evet, saçmalamaktan korkmayın. Çevrenizde, zaman zaman davranışları size gereksiz ve antipatik gelen ne kadar çok insan oluyor değil mi. Peki o an yaptığı davranışının size antipatik gelmesi o kişinin hayatını ne kadar etkiliyor? Ona ne kaybettiriyor? Hiçbir şey değil mi... Aynı özgüvenle yaşamını sürdürüyor. Çünkü o saçmalamaktan korkmuyor. Yanlış yaparım komik duruma düşerim korkusuyla hayatı kenardan izlemiyor, bizzat içine dalıyor. Bir kaybediyorsa 5 kazanıyor.
Unutmayın sosyalleşmek için (etik kuralları aşmadan) ne yaparsanız yapın bakmaktan daha iyidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder